"Ükemiz bugün olduğu gibi geçmişte de çeşitli sebeplerle vatanlarından ayrılmak zorunda kalan insanlara din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın kucak açmıştır. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya'da yaşanan politik gelişmeler, bu ülkeden tüm dünyaya özellikle de Avrupa ve Amerika'ya bir beyin göçü yaşanmasına sebep olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk öncülüğündeki Türkiye, ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan çok sayıdaki bilim adamını çeşitli bilim, eğitim ve kültür kurumlarında istihdam emiştir. Bu mülteci bilim adamlarının çalıştıkları kurumlardan birisi de o dönemde ülkenin tek üniversitesi olan lstanbul Üniversitesi olmuştur. Darülfünunun İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürüldüğü 1933 Üniversite Reformu çerçevesinde, bu kurumda temel ve uygulamalı bilimlerde olduğu gibi, sosyal bilimler ve dilbilim alanlarında da çok sayıda mülteci bilim adamı görevlendirilmiştir. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde görev alan mülteci bilim adamları, 1950'li yıllara kadar bizzat, daha sonra da yetiştirdikleri bilim adamları vasıtasıyla ülkemizde dil bilimleri ve sosyal bilimlerin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Bu bilim adamlarının ülkelerini terk etmek zorunda bırakılmaları, Almanya'nın tarihinin en büyük beyin göçünü yaşamasına sebep olurken, Türkiye'nin bilim. kültür ve eğitim hayatı için bir dönüm noktası olmuştur."--Back cover.